MS Project 2010’da Timeline

Aşağıda bir proje planı örneği yer almaktadır.

Gantt Chart görüntüsünün hemen üzerinde yer alan “TIMELINE” görüntüsüne dikkat.

Bu görüntü, projenizin içinde sizin için önemli olan faaliyetleri ve/veya kilometretaşlarını gösterme özelliğine sahiptir.

Öncelikle, “TIMELINE” görüntüsü nasıl açılır?

View menüsüne tıkladığınızda araç çubuklarının arasında (sağa doğru) Timeline Checkbox işaretlemeniz gerekir.

Bundan sonrası çok kolay.

Sizin için önemli olan herhangi bir aktiviteye/kilometretaşına iki kere tıklayıp, Bilgi Penceresini açın. Açılmışı aşağıda…

Yukarıda görüldüğü gibi Display on Timeline Checkbox işaretlediğinizde bu aktivitenin izdüşümü TIMELINE görüntüsü üzerinde gözükecektir.

PDF Formatında çizimli anlatım için

 

Risk Yanıt Planlarının Oluşturulması

Risk Yanıtlarının Planlanması, fırsatları çoğaltmaya ve proje hedeflerinin karşı karşıya olduğu tehditleri azaltmaya yönelik seçenekleri ve eylemleri geliştirme sürecidir. Bu süreç, Niteliksel veya Niceliksel Risk Analizinin Yapılması sürecinden sonra yürütülür.

Süreç, üzerinde anlaşılan ve finanse edilen risk yanıtlarının her biri için, sorumluluk üstlenecek bir kişinin (“risk yanıtı sahibi”) belirlenmesini ve atanmasını da içerir.

Risk Yanıtlarının Planlanması sürecinde, riskler önceliklerine göre ele alınır ve gereken kaynaklar ve aktiviteler, bütçeye, zaman çizelgesine ve proje yönetimi planına eklenir.

Neye İhtiyacımız Var? (Girdiler)

Risk Listesi

Risk Yönetim Planı

Nasıl Yapılır? (Araç ve Teknikler)

Tehditler için kullanılabilecek stratejiler;

  • Kaçınma
  • Devir
  • Azaltma
  • Kabul Etme

Fırsatla için kullanılabilecek stratejiler;

  • Yararlanma
  • Paylaşma
  • Geliştirme
  • Kabul Etme

Ortaya Ne Çıkar? (Çıktılar)

Bu çalışmanın sonunda projedeki risklere karşılık geliştirilecek stratejiler belirlenmiş olur.

Proje Yönetim Planı detayında kapsam, zaman çizelgesi, bütçe, kalite planları, insan kaynağı ihtiyacı, iletişim ve/veya tedarik gibi bütün bilgi alanlarında tekrar güncellemeler yapmak gerekebilir.

Proje Yönetiminin İçselleştirilmesi ve Uygulamaya Geçiş

Eğitimlerin içselleştitirilmesi zor bir konudur. Bir takım alışkanlıklar senelerdir süre gelmektedir ve bir gün birisi çıkıp, size “bu zamana kadar yaptıklarınızı artık farklı şekilde yapmanız gerekir” diye nasihat eder.

İçimizden nasihatin doğru olduğunu biliriz ama bunu hayata geçirmek nasıl olacaktır, bu nokta muallakta kalır.

Yetişkinlerin eğitimiyle ilgilinenen alana Andragoji adı verilmektedir. O linkteki yazımda yetişkinlerin “Eğitim”e bakış açıları açıkça görülmektedir.

Hem Andragoji’den yola çıkarak, hem de kendi verdiğim eğitimlerin, şirketlerde hayata geçtiğinden emin olmak için ben de bir yöntem buldum.

Yöntem basit; Eğitimin en sonunda bir ödev veriyorum:

“Bu eğitimde ele aldığımız proje planlama adımlarını, şirketinize döndüğünüzde bu eğitime katılmamış bir başkasına anlatarak ve  yeni bir proje ele alarak, tekrar yapın. Benim yaptığım gibi siz de o diğer arkadaşa anlatın ve planı el birliğiyle hazırlayın. Sonunda çıkan planların önüne geçip, fotoğraf çektirin ve bana bu fotoğrafları yollayın, ben de web sayfamda yayınlayayım.”

Yetikinlerde öğrenmenin pekişmesi YAZMAK ve ANLATMAK çok önemlidir. Yazma işini zaten eğitimlerde birlikte yapıyoruz, bir tek anlatmak kalıyor. Onu da ödevle hallediyoruz. Böylece bir kişi hem yazmış, hem dinlemiş, hem anlatmış hatta konuyla ilgili büyük ihtimalle detaylı tartışmış oluyor ki hem bilgi birikiminin yayılması, hem de önerdiğimiz PY mantığının akla daha iyi oturması için bunun gerekli olduğunu düşünüyorum.

Peki ödevler geliyor mu diye merak ediyorsunuz. Açıkçası 2011 senesinde ödev için harcanan gayret geçen senelere göre çok daha iyi.

 

 

Proje Yönetimi Kurumsallık Gerektirir

Küçük firmaların hızlı bir şekilde büyüdüğüne çok fazla tanık oldum. Bu büyüme sürecinde önemli sorunlar yaşanıyor ve ne yazık ki sorunların yaşandığı bir konu da tabi ki Proje Yönetimi…

Şirketteki büyüme, yeni bir iş almayla, yeni bir pazar açılmayla birden bire olabilir; Bunu önceden patronun kestirmesi de kolay değildir. İş hacminin genişlemesiyle birden ekip sayıları artar, ekiplerin başına yönetici olarak yeni insanlar gelir ve amatör ruhla yürütülen pek çok iş, daha profesyonel yönetilmek zorunda kalır.

Amatör ruhtan, kurumsallaşmaya doğru giden şirketlerde en çok dikkatimi çeken şu olmuştur; Bir çekirdek kadro vardır. Bu insanlar, şirketin sahibiyle iyi zamanda, kötü zamanda bir arada olmuşlar ve o şirketin kurulmasından bugünlere gelmesine kadar çok emek harcamışlardır. Fakat büyüme kaçınılmaz olunca artık yeni insanlar aralarına katılmıştır, yeni iş yapma şekilleri önerilmektedir. Patron da eskisi gibi her an o çekirdek kadroyla bir arada çalışan kişi değildir; Kurumsallaşma gereği daha stratejik kararlar vermesi gerektiği için o çekirdek kadroyla ara açılmaya başlamıştır.

“Proje Yönetimi” de pek çok şirkette “eski köye yeni adet” olarak anılır. Çekirdek ekip, işlerin hala eski yöntemlerle gitmesini ister. “Keşke herşey eskisi gibi olsa, küçüktük ama mutluyduk” ifadesi dillerinin altındadır ama söylemeleri mümkün değildir. Her örneklerinde “biz Ali Bey (patronu kastederek) ile 1 ayda şöyle şöyle işler becerdik, hey gidi günler… bu masada oturanların çoğu yoktu hatta bunlar o sırada şortla geziyordu :)” der gibi örnekler çıkar ağızlarından…

Evet, vaktiyle herşey çok güzeldi ama rekabet, pazar şartları, müşteri sizin mutlu günlerinizle pek ilgilenmiyor. Bir şekilde değişmek kaçınılmaz. Zor belki ama çok hızlı biçimde bu gerekli. En iyisi bu süreci hızlıca kabullenip, gereğini yapmak. Yenilerin ve büyüme hedefi koyan üst yönetimin işini kolaylaştırmak adına eskilere çok daha fazla görev düşüyor çünkü bilgi, tecrübe eskilerde mevcut. Bu bilgi birikimi, yenilere aktarılmaz ise ve sadece eski günlerle övünerek, zaman harcanırsa rekabetten dolayı bir zaman sonra övünecek bir şirket de kalmayabilir. Bu yüzden, büyümek istiyorsak, kurumsallaşmalı, kurumsallaştıkça da Projeleri kurallarına göre yönetmeliyiz.